Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Büyük bir Yunan tapınağı. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Regensburg’da. 18. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. . 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Her şey tablo gibi. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. . Yamaçlarda üzüm bağları. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Sağ, sol eski yapı. Tepede bir tapınak. Hepsi de küçük ve sevimli. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Orada bir heykel. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. ",. Heybetli ve gururlu duruyor. . Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. . Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Biraz ileride büyükçe bir alan. Ludwig’in kalıtı. Sislerin ardında güneş. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Kendine vadiler açıyor. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Çevresine hiç uymayan bir yapı. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları.

Tuna kıyısında bir gün...

Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Hepsi de küçük ve sevimli. Heybetli ve gururlu duruyor. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. . Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Ludwig’in kalıtı. Sislerin ardında güneş. Tepede bir tapınak. . . Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. . İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Orada bir heykel. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Regensburg’da. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Her şey tablo gibi. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Uzaklardan bir köprü görünüyor. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. 18. Kendine vadiler açıyor. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Sağ, sol eski yapı. Çevresine hiç uymayan bir yapı. ",. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Büyük bir Yunan tapınağı. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Yamaçlarda üzüm bağları. Biraz ileride büyükçe bir alan. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler.